3 Mart 2009 Salı

Öksüzler (1973)

Yine bir acıların çocuğu, hatta acıların ailesi dramını konu alan bir film var sırada, ühühühü!

Ayşe (Zeynep Değirmencioğlu) ve ailesi, yuvalarına yeni katılacak bebek için heyecanlanmaktadırlar. Fakat annesi minik bebiş Sezer'i (Sezer İnanoğlu) doğurduktan kısa bir süre sonra ölür. Karalar bağlayan Ayşe, kardeşinin annesinden O'na kalan tek hatıra olduğunu düşünür ve O'na ben bakıciim baba, okulu bırakıciim diyerek eğitim - öğretim hayatına son verir, halbuki eğitim şarttır ve Ayşe bunu bilmemektedir. Neyse...

Lakin dışarısı çok kötü, pis, kaka insanlarla doludur ve bunlardan bir tanesi halihazırda acıların en büyüğünü yaşayan bu aileye musallat oluverir. Sezer ve Ayşe'nin babası Murat (Ekrem Bora), bir vakitler bir cinayete tanık olmuş ve mahkemede katilin aleyhinde tanıklık yapınca hapis yatmasına neden olmuştur. İşte o İzzet adlı katil (Erol Taş) yıllar sonra hapisten çıkmış, intikam alma dürtüsüyle aileyi takibe almıştır.

Küçük Sezer yavaştan büyümeye başladığı vakitlerde evinin bahçesinde oynar iken, İzzet ablası Ayşe'nin bir anlık dikkatsizliğinden faydalanarak Sezer'i kaçırır. Ayşe her yeri arar fakat Sezer'i bulamaz. Polise giden Ayşe ve babası, kısa süre sonra İzzet'in hazırladığı hain plan neticesinde Sezer'i öldü zanneder ve derin bir mateme bürünürler. Halbuki Sezer yaşamaktadır ve kalleş İzzet'in sen beni yaktın Murat, ben de seni yakacağım. Bu çocuğu şehrin en azılı hırsızlarından bir haline getireyim de gör! planına kurban gidecektir. Olaylar bu konu üzerine gelişir.

Filmde iki sahne vardır ki sadece filmde değil bence tüm yeşilçam içinde klasik olmuş sahnelerdendir:

Sezer Ahmetçik için süt çalmıştır ancak sütçü Rasim'e (Nubar Terziyan) yakalanır. Rasim Dede bunu bir güzel dövmeye başlar ve der ki: Bu sütü sen içeceğine toprak içsin!
Süt tasına tam tekme atarken Sezer paçasına yapışır, dudaklarından o hepimizin gözlerini dolduran cümleler dökülür (Benim bu sahneyi her izleyişimde gözlerim doluyor, deli miyim neyim!):

- Dur dede, dökme o sütü! Kurbanın olayım dökme! İstesen döv, öldür beni ama o sütü dökme dedecim. Ahmetçik'in sütü o, dökme! :(

Bir diğer sahne de pek tabii ki Sezer'in sıpası Fıstık'ın açık arttırmada satıldığı sahneydi. Eşeği almak için yırtınan Şişko Nuri ve bet sesi nasıl unutulur?:

- Benim olucak Fıstık! Binicem üstüne, vurucam kırbacı, vurucam kırbacı!
- Hayır Hayır!
- Niyeymiş? Babam çok zengin benim, çuvalla para verir, yine de alır Fıstık'ı!

Ayşe arttırmanın sonunda 50 bin! deyip mors etmiyor muydu Şişko'yu, var ya içimin yağları eriyordu vallahi de! Her defasında Sezer'den fazla seviniyorum!

Şahsen diğer eski Türk filmleri gibi bu filmi de severek izlerim.