31 Ocak 2009 Cumartesi

Gülşah (1975)

Gülşah, Hülya Koçyiğit'in kızı Gülşah Soydan'la birlikte rol aldığı eğlencelik kategorisinde hoş bir filmdir benim gözümde.

Gülşah, annesi O'nu doğururken ölmüş küçük bir yavrucaktır. Babası (Cemil Şahbaz) kendisine dadılık etsin diye muhtelif zamanlarda muhtelif kadın bakıcılarla anlaşır fakat Gülşah, dedesi (Münir Özkul) ve evin hizmetlileriyle bir olur; ne yapar ne eder bakıcıları türlü soğuk şakalarla evden kaçırmayı başarır. Kimi zaman oturdukları sandalyeye yapışkan sürer, kimi zaman ayaklarını ipe dolayıp yerle yeksan olmalarını sağlar, kimi zaman da yatak odalarına en yetişkininden bir adet ayı gibisinden masumcuk, mini minicik hayvanatlar sokuşturur. Neticede bütün dadılar illallah deyip, eşyalarını bavula tıktıkları gibi arkalarına bakmadan sıvışırlar.

Baba tüm bu olan bitenlere isyan eder lakin şansını denemekte ısrarcıdır. Kaçan son dadıdan sonra işe, Zeynep isimli genç bir kadını (Hülya Koçyiğit) alır.

Gülşah ve çetesi, yeni dadı haberini alınca oh oh ne güzel, yeni bir kurban daha geliyor diye düşünürler lakin işler bu defa eskiden olduğu kadar kolay olmayacaktır. Zira Zeynep kolay lokma değildir. Olaylar bundan sonra büyür ve serpilir.

Filmden hatırımda kalan en güzel sahnelerden biri, Gülşah ve ailesinin cümbür cemaat ormana kamp yapmaya gittiklerinde, Gülşah'la babasının ölesiye tiksindiği nişanlısının (Nil Burak) ormandan kayboldukları sahneydi.
Gülşah'ın cici annesini aslanlardan korunmak için iki sopayı birbirine vurup aslan kaç, para para pom! aslan kaç, para para pom! tekerlemesini söylemen gerekir şeklinde keklemesi kayda değer hınzırlıklardandır. Bir diğer kayda değer durumsa, cici anne namzetlerinin bu palavraya inanacak kadar salak bir karakter olmasıdır. Neyse zaten filmin sonunda anasıyla beraber hortumlara maruz kalıyorlar, bir nebze de olsa hıncımızı alıyoruz.

Filmin tamamı işte bu adreste ikamet ediyor, iyi seyirler temenni ederim.